Makale
Yayınlar

ENFORMASYON TOPLUMUNDA DİNİ BİLGİ EDİNME: İNTERNET ORTAMINDAKİ DİNİ
ENFORMASYONUN GÜVENİLİRLİĞİ VE KALİTE KRİTERLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME*

Öz

Enformasyon çağında internet, en temel bilgi kaynaklarının başında yer alır ve bu durum dini bilgi arama/edinme pratikleri açısından da geçerlidir. Günümüzde dini bilgi ihtiyacının büyük bir kısmı geleneksel dini kurum ve kaynaklara başvurarak giderilmekle birlikte gün geçtikçe artan ölçüde internet ortamından karşılanmaktadır. Bu ihtiyaca binaen pek çok dini organizasyon, kurumsal yapılarını online ortamlara taşımakta, online ortamlardaki dini bilgilerin çeşitliliği ise gün geçtikçe artmaktadır. Verili durum; internet ortamındaki dini bilginin güvenilirliği ve kalite ölçütleri, dini bilgiye erişim sürecinde bireylerin interneti nasıl kullandıkları ve bu kullanım alışkanlıklarının geleneksel dini bilgi edinme süreçlerinden ne şekilde farklılaştığı, bir vasıta ve vasat (ortam) olarak internetin bu süreçteki rolü gibi pek çok soru ve sorunu gündeme getirir. Söz konusu soru ve sorunların akademik bir düzlemde kapsamlı bir biçimde ele alınması ise bu çalışmanın sınırlarını aşan ve çoklu araştırma perspektiflerini zorunlu kılan uzun vadeli bir süreci gerektirmektedir. Çalışma söz konusu araştırma sürecinin ilk aşaması olarak internet ortamındaki dini bilginin güvenilirliği sorununa odaklanmakta ve bu sorun çerçevesinde kullanıcı odaklı kalite kriterleri belirleme amacı taşımaktadır. Enformasyon kalitesi değerlendirme ölçütlerine dair literatür incelemesi yöntemiyle belirlenen kriterler, bu çalışmada Alexa verilerinden hareketle, Türkçe dini bilgi kaynakları ve fıkıh kategorisinde çok tıklanan altı internet sitesinin değerlendirilmesinde işlevsel bir araç olarak kullanılmıştır. Bu yönüyle çalışma internet ortamındaki dini nitelikli bilgilerin güvenilirliğinin tespit edilmesi hususunda önemli bir girişim olmakla birlikte, internet kullanıcılarının farkındalık düzeylerinin arttırılması gibi somut çıktılara hizmet etme potansiyeline sahiptir. Çalışmanın sonucunda dini enformasyon sağlayan internet sitelerinin yetkinlik, otorite ve kapsama dair önemli eksikliklerinin olduğu ve bu eksikliklerin güvenilirlik problemine yol açtığı saptanmıştır.

*Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimince (BAP) desteklenen bu çalışma (Proje Kodu: SDK-2017-7120), 21-23 Ekim 2017 tarihlerinde gerçekleştirilen, ASEAD II. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu kapsamında sunulan bildiri metninin genişletilmiş ve yeniden gözden geçirilmiş halidir.

Anahtar Kelime: Dini Bilgi, Dini Bilgi Edinme, İnternet, Güvenilirlik, Kalite Kriterleri


İNTERNET ÜZERİNDEN DİNİ BİLGİ EDİNME SÜRECİ VE ELEŞTİREL YETERLİLİKLER: ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ÜZERİNE AMPİRİK BİR DEĞERLENDİRME*

Öz

İnternet günümüzde pek çok işlevinin yanında bilgi edinme süreçlerinde başvurulan önemli bir kaynak konumundadır. Bu durum dini bilgi edinme pratikleri açısından da geçerlidir. Bazı araştırma bulguları internetin dini bilgi arama/edinme süreçlerinde geleneksel bilgi kaynaklarıyla birlikte en çok başvurulan kaynaklar arasında olduğunu ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda bu çalışma üniversite öğrencilerinin dini bilgi gereksinimlerini karşılama sürecinde kullandıkları bilgi edinme kaynakları ve bu kaynakların güvenilirliğiyle birlikte temelde onların internet üzerinden dini bilgi edinme süreçlerindeki eleştirel yeterliliklerine odaklanmaktadır. Öğrencilerin dini bilgi arama/edinme süreçlerindeki eleştirel yeterliliklerini ölçmek amacıyla, Eken ve Aydın (2018) tarafından geliştirilen, dini/enformasyonel içerikli internet sitelerinin değerlendirilmesine yönelik kullanıcı merkezli kriterlerin baz alındığı çalışma, Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden basit rastlantısal örneklem tekniğiyle seçilen küme üzerinde gerçekleştirilen ampirik bir araştırma niteliği taşımaktadır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre; internetin üniversite öğrencileri için en temel dini bilgi kaynaklarından biri olduğu; ancak bu yaygın kullanımın aksine öğrencilerin internet ortamından elde edilen bilgilere yeterince güvenmediği ve anket formunda belirtilen kriterlere oranla alt-orta düzeyde bir eleştirel yeterliliğe sahip olduğu ifade edilebilir. Bu sonuç üniversite öğrencileri için eleştirel okuryazarlık becerisi kazandıracak eğitim süreçlerinin gerekliliğini ortaya koyması bakımından önemlidir.

*Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimince (BAP) desteklenen bu çalışma (Proje Kodu: SDK-2017-7124), 28 Nisan-1 Mayıs 2018 tarihlerinde gerçekleştirilen, III. INES International Education and Social Sciences Congress kapsamında sunulan bildiri metninin genişletilmiş ve yeniden gözden geçirilmiş halidir.

Anahtar Kelime: İnternet, Dini Bilgi Edinme, Üniversite Öğrencileri, Eleştirel Yeterlilikler


İSLAMOFOBİK “KİMLİKÇİLİK HAREKETİ”NİN TWİTTER GÖRÜNÜMÜ

Öz

Sosyal ağların en hızlı kanaat üreten mecralarından Twitter, müspet ve menfi yönleriyle “sosyal” olana dair çeşitli görünümleri barındırmaktadır. Söz konusu görünümleri var eden bireyler, sosyal ağlarda değişik biçimdeki topolojiyle konumlanmıştır: Birbirlerine göre ve kendine zıt olana göre şekillenen yapısal toplulukların gözlemlenmesi ve analiziyle ulaşılan örüntüler, sosyal gerçekliğin belirli biçimlerini keşfetmeyi sağlamaktadır. Özellikle kanaatlerin oluşumunda bireylerin içerisinde bulunduğu topluluğun işlev bakımından son derece belirleyici olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda bireylerin gerçeklik bağlamını belirlemede sosyal medyanın önemli bir rolü olduğundan bahsedilebilir. Bu çerçevede çalışmada Kimlikçilik Hareketi’nin Twitter görünümü üzerinden islâmofobik profillerin ilişki biçimini keşfetmek; özdeş fikirlerin, gerçek dünyadaki kanaatin oluşumuna yapacağı katkının potansiyelini gözlemlemek amaçlanmıştır. İslâmofobik ve ırkçı sosyal ağ aktörlerinin etkileşimde bulundukları profillerle toplanan veri, analizin çıkış noktasını oluşturmaktadır. Kimin kiminle ne derecede bağlantıda olduğu üzerine temellenen “sosyal ağ analizi” yötemi, toplanan verilerin anlamlı şekilde görselleştirilmesine yardım eden bilgisayar algoritmalarıyla uygulanmıştır. Böylelikle de çalışmanın örneklem grubunun mecra üzerinde nasıl etkileşim kurduğu ve farklı sosyal grupların Twitter üzerindeki örüntü görünümü keşfedilmiştir. Analiz sonucunda, son derece yoğun iletişim halindeki ırkçı aktörlerin sadece ağ görünümlerinden yola çıkılarak okunabilen çeşitli potansiyellere sahip oldukları görülmüştür: Kanaatleri etkileme, gündem oluşturma, kısa sürede aksiyon örgütleyebilme gibi mecra imkânlarıyla örtüşen yetenekler, aktörlerin fikri profilleriyle birleştirildiğinde önemli bir etkinlik alanının ortaya çıktığı ifade edilebilir.

Anahtar Kelime: İslâmofobi, Twitter, Sosyal Ağ Analizi


DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI MERKEZ VE TAŞRA TEŞKİLATININ
SOSYAL MEDYA KULLANIMI ÜZERİNE BİR İNCELEME

Öz

Bu çalışma büyük ölçüde online araştırmalara ve basılı incelemelere dayanarak Diyanet İşleri Başkanlığı merkez ve taşra teşkilatının sosyal medya kullanımının nicel ve nitel kapsamı ile ilgili olarak mevcut durum hakkında detaylı bir araştırmanın sonuçlarını paylaşmayı amaçlamaktadır. Sosyal medya kullanımını hizmet ve faaliyetlerini daha geniş toplum kesimlerine ulaştırabilmek olarak gerekçelendiren Diyanet İşleri Başkanlığı genel anlamda sosyal medyanın hem teknik/profesyonel doğası ile ilgilenmekte hem de işleyişinin yarattığı durum perspektifinden sorgulamalar yapmaktadır. Bulgular açık bir biçimde Diyanet İşleri Başkanlığı birimlerinin sosyal medyaya çok fazla ilgi duymadıklarını göstermektedir. Merkezi kullanım dışında İl Müftülüklerinin dörtte biri kadarı sosyal medyada var olmaya dönük kurumsal bir tercihte bulunmuştur. Bu tercih ise temel olarak Facebook ve Twitter’a odaklanmaktadır. Araştırma sonuçları merkezi kullanım dışında taşra birimlerinin sosyal medya kullanımının hala başlangıç aşamasında olduğunu göstermektedir. Bütün olarak bakıldığında bu ilk adımların en erken şekilde sosyal medya kullanımının yoğunlaştırılması ile desteklenmesi gereklidir.

Anahtar Kelime: Diyanet İşleri Başkanlığı, İl Müftülükleri


MODERN GÖRSEL KÜLTÜRDE M NESLİ'NİN ONLİNE İNANÇ PRATİKLERİ

Öz

M Nesli’nin online inanç pratiklerine dair düşüncelerinin, motivasyonlarının ve yaklaşımlarının modern görsel kültür ve teknik iletişim araçları çerçevesinde incelenmesi, çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Çalışmada modern görsel kültürde internetin ve sosyal medyanın, M Nesli’nin online inanç pratiklerine nasıl etki ettiği temel problem olarak ele alınmıştır. Bu çerçevede M Nesli özelinde, genç Müslümanların kendilerini ve inançlarını internet ve sosyal medya aracılığıyla nasıl ifade ettikleri ve yine söz konusu nesil özelinde medya alanının simgesel kaynaklarının inanç, maneviyat, din ve aşkın olana yönelik anlamlarla ve pratiklerle nasıl ilişkilendiği sorgulanmıştır. M Nesli’nin algılarını ve deneyimlerini birinci ağızdan elde edilen anlatılar çerçevesinde anlamlandırmak amacıyla nitel anlatı analizi yöntemine başvurulmuştur. Yarı-yapılandırılmış mülakat veri toplama tekniğinin yanında destekleyici bir unsur olarak siber etnografik gözlemin de kullanıldığı araştırma, hazırlanan soru formunun amaçlı tipik durum ve kartopu örnekleme tekniğiyle seçilen 20 katılımcı tarafından cevaplanması yoluyla gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak çalışma, hem kültürel belirlenimleri hem de teknik özellikleri gereği değer yüklü araçlar olarak nitelenebilecek internetin ve sosyal medyanın, genç Müslümanların online inanç pratiklerinin şekillenmesinde önemli bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bu etkinin, dini görünümlü pratiklerin muhtevasını/özünü modern görsel kültürün seküler(leştirici) doğasına tabi kılması sebebiyle sekülerleştirici bir karaktere sahip olduğu ifade edilebilir. Bu durum genç Müslümanların online inanç pratiklerinin bir kısmının her ne kadar dini bir görünüm arz etse de seküler bir anlayışa içkin olabileceğini göstermektedir.

Anahtar Kelime: Din Sosyolojisi, Görsel Kültür, M Nesli, Medya ve Din, Online Din


DİNİ YÖNELİM DÜZEYİ İLE SOSYAL MEDYADA DİNİ İÇERİKLİ PAYLAŞIM TUTUMU ARASINDAKİ İLİŞKİ ÜZERİNE NİCEL BİR ARAŞTIRMA: ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİ ÖRNEĞİ

Öz

Bu araştırma, dini yönelim düzeyi ile sosyal medyada dini içerikli paylaşım tutumu arasındaki ilişkiyi konu edinmektedir. Din bilimleri başta olmak üzere sosyal bilimlerin pek çok disiplini içerisinde çalışmalara konu edilen dini yönelim; bireyin dini inanç ve dini değerlerini uygulama ve bunları pratiğe dökme biçimi olarak tanımlanmaktadır. Dini yönelimin bir göstergesi olarak konumlandırılabilecek dini içerikler ise, gündelik hayatın vazgeçilmezlerinden biri haline gelen ve bilhassa genç kuşağın neredeyse hayatını bütünüyle kuşatan sosyal medya ortamlarında kendisine yer bulmaktadır. Bu makale, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin dini yönelimlerinin ve sosyal medyada dini içerik paylaşma tutumlarının ne düzeyde olduğu ve bu iki düzey arasında anlamlı bir ilişkinin bulunup bulunmadığı sorularına cevap aramaktadır. Nicel yöntem desenlerinden tarama modeli çerçevesinde Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde lisans düzeyinde öğrenim gören 481 öğrenciye anket uygulanan bu çalışmadan elde edilen verilerin analizinde t testi, tek yönlü ANOVA testi, Pearson korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizinden yararlanılmıştır. Makalede Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin dini yönelim düzeylerinin ve sosyal medyada dini içerikli paylaşım tutumu ortalamalarının yüksek düzeyde olduğu, dini yönelim düzeyleri ile sosyal medyada dini içerikli paylaşım tutumları arasında anlamlı bir ilişki bulunmasının yanı sıra dini yönelim düzeylerinin sosyal medyada dini içerikli paylaşım tutumlarını anlamlı düzeyde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar Kelime: Din Sosyolojisi, Dini Yönelim, Sosyal Medya, Dini Paylaşım Tutumu, İlahiyat Fakültesi Öğrencileri


DİN SOSYOLOJİSİ ARAŞTIRMALARINDA DİJİTAL YÖNTEM VE TEKNİKLER: BİR ÇERÇEVE DENEMESİ

Öz

Yöntem, bilimsel araştırmanın en temel unsurlarından biridir. Sosyal bilim çatısı altında yer alan din bilimlerinin bir parçası olan din sosyolojisi disiplininde de yöntem, bir araştırmanın akademik yetkinliğini gösteren önemli belirteçlerdendir. Dijital kültürün yaygınlaşmasının ve dijital teknolojilerin gündelik hayat pratiklerimize eklemlenmesinin bir sonucu olarak sosyal bilim çalışmaları, dijital ortamları artık yeni sahalar olarak konumlandırmaktadır. Böylece akademik araştırmalarda kullanılan metot ve teknikler de dijital ağlarla yeni görünümlere kavuşmaktadır. Din sosyolojisi araştırmalarında yararlanılabilecek dijital yöntem ve teknikleri belirlemeyi konu edinen bu çalışma, betimleyici bir yaklaşımla, dijital yöntem ve tekniklere dair bir çerçeve çizmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda öncelikle “dijital yöntem”in kavramsal ve kuramsal tartışması yapılacak, sonrasında fiziki/çevrimdışı sahada kullanılan metotların çevrimiçi ortamlarda nasıl uygulanabileceği üzerinde durulacaktır. Ayrıca dijital araştırma yöntem ve tekniklerinin araştırmacıya getirdiği kolaylıklar ve çalışmanın niteliğine yaptığı katkıların yanı sıra handikaplı yanlarına ve etik açmazlarına temas edilecektir. Türkçe literatürde dijital araştırma metot ve tekniklerine kendisini hasreden bir çalışmanın bulunmaması, bu makalenin özgün yanını oluşturmaktadır. Bu boşluğu doldurmayı hedefleyen makalenin, genel olarak sosyal bilim özel olarak da din sosyolojisi araştırmacıları için bir kılavuzluk görevi üstlenmesi beklenmektedir.

Anahtar Kelime: Din Sosyolojisi, Dijital Yöntemler, Dijital Sosyoloji, Dijital Din


POPÜLER ROMANLARDA DİN, MUTLULUK VE ANLAM ARAYIŞI: STEFAN ZWEIG ÖRNEĞİ

Abstract

Popüler romanlar, insanlığın tarihsel birikimini ve deneyimini yansıttığı kadar geleceğine de ışık tutmakta ve bu özelliğinden dolayı dünyanın hemen her tarafındaki insanları cezbetmektedir. Modern zamanlarda bireysel ve toplumsal yaşam pratiklerini önemli ölçüde yönlendiren popüler kültüre eklemlenen popüler romanlarda, yazarlar kimi zaman roman kahramanlarının yaşadıkları varoluşsal bir sancı kimi zaman da modernliğin eleştirisi veya açmazları bağlamında din, mutluluk ve anlam arayışı temalarını konu edinmektedirler. Romanlarıyla ülkemizde fazlaca rağbet gören isimlerden olan Stefan Zweig da bahsi geçen temalara eserlerinde doğrudan veya dolayı olarak değinmektedir. Din, mutluluk ve anlam arayışı temalarının Stefan Zweig’ın eserlerinde sosyolojik bağlamda nasıl ele alındığını soruşturan bu makalede nitel araştırma tekniklerinden doküman incelemesi kullanılmıştır. Zweig’ın Türkçeye çevrilen otuz bir eserini kapsamına dahil eden bu makale, Zweig romanlarını din sosyolojisi perspektifinden ele alarak literatüre katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Küresel çapta popülerlik elde eden romanlar özelinde yapılan din sosyolojisi araştırmalarının fazla olmaması ve yine bu alan çerçevesinde Zweig’a doğrudan odaklanan bir çalışmanın bulunmaması, bu makalenin temel motivasyonunu oluşturmuştur. Sonuç olarak ise Zweig’ın, romanlarında sıklıkla konu edindiği modern insanın açmazlarına yönelik tahlillerde bulunduğu ve din, mutluluk ve anlam arayışı temalarıyla irtibatlı bakış açısının kendi hayat hikayesiyle de paralel biçimde değişimler geçirdiği fikrine ulaşılmıştır.

Anahtar Kelime: Stefan Zweig, Popüler roman, Din, Mutluluk, Anlam arayışı


HERVİEU-LÉGER SOSYOLOJİSİ:
GELENEK, DİN VE HAFIZA İLİŞKİSELLİĞİNDE BİR SEKÜLERLEŞME ANALİZİ

Öz

Modern dünyada dinin geleceği meselesi, sosyolojik tartışmaların merkezinde yer almaktadır. Modern dönemlerde kurumsal yapısı, etkinlik alanı ve toplumsal hayattaki pratik karşılığı gibi hususlarda dinin önemli değişimlerle karşı karşıya kaldığı şeklinde yaygın bir kanaat bulunsa da bu değişimin mahiyetine ve gelecekteki yönelimine dair farklı bakış açıları söz konusudur. Literatürde genel olarak “sekülerleşme tartışmaları” olarak yaygınlaşan ve çoğunlukla din sosyolojisi disiplini çerçevesinde seyreden bu fikir işçiliğine dikkat çekici görüşleriyle önemli katkılarda bulunan araştırmacılardan biri Fransız din sosyoloğu Daniéle Hervieu-Léger’dir. Hervieu-Léger gelenek, kuşak ve hafıza üçgeninde dine ve dindarlığa yeni tanımlar getirmesi ve bu analizleri üzerinden sekülerleşme tartışmalarına farklı bir ufuk kazandırması bakımından yabancı literatürde hatırı sayılır araştırmalara konu yapılmasına rağmen Türkçe yazında kendisine neredeyse hiç yer bulamamıştır. Hervieu-Léger sosyolojisinin hangi sacayaklar üzerinde yükseldiği ve sekülerleşme tartışmalarında nasıl bir konum aldığı araştırma sorusuna odaklanan bu makale, bir din sosyoloğu olarak Hervieu-Léger’in entelektüel portresini çizmeyi hedeflemektedir. Hervieu- Léger’in Türkçe literatürde ilk kez bir çalışmanın doğrudan konusu haline getirildiği bu makalede, kendi çalışmalarının yanında onun düşüncelerine olumlu-olumsuz eleştiriler yönelten eserler de literatür taraması yöntemiyle incelenmiştir. Sonuç olarak gerek odaklandığı kavramlar gerekse yaptığı analizler bağlamında Hervieu-Léger sosyolojisinin Türkiye özelindeki sekülerleşme tartışmalarına yeni bir açılım sunabileceği fikrine ulaşılmıştır.

Anahtar Kelime: Hervieu-Léger, Gelenek, Din, Hafıza, Sekülerleşme


KURGU İLE ÜTOPYA ARASINDA:
HABERMAS’IN DİNE YAKLAŞIMINDA DEĞİŞİM VE POST-SEKÜLER TOPLUM PROJESİ

Öz

Sekülerleşme konusu, sosyolojinin en verimli tartışma alanlarından biri olarak son yarım asırdır ciddi düzeyde fikri kamplaşmalara sahne olmaktadır. Sosyolojinin kurucu isimlerinin dinin geleceğine yönelik kehanetleriyle temelleri atılan sekülerleşme literatürü, dine daha fazla alan açan modern dönem sosyologların farklı yaklaşımlarıyla zenginleşmeye devam etmektedir. Sosyal bilimlerin pek çok alanıyla bir şekilde irtibatı bulunduğu için disiplinler arası bir mahiyete sahip olan bu literatürde kimi kavram ve yaklaşımlar daha fazla ön plana çıkarken, kimi görüşler diğerleri kadar etkili olamamıştır. Bilhassa Türkçe literatürde yeterince irdelenmemiş sekülerleşme yaklaşımlarından biri de “post-seküler” kavramsallaştırmasıdır. 1950’lerin sonlarından itibaren bazı sosyal teologların çalışmalarında karşılaşılmakla birlikte söz konusu kavramı daha geniş düzeyde tartışmaya açan sosyolog, Jürgen Habermas olmuştur. Habermas, 2000’lerden sonra yazdığı pek çok metninde, özellikle Avrupa toplumları gibi belirli sekülerleşme süreçlerinden geçmiş ülkelerin “post-seküler” bir aşamaya geçmekte olduklarını, böylelikle toplumda dünya görüşü açısından çeşitlenen seküler ve dindar vatandaşların ortak bir uzlaşı noktasında buluşmaları gerektiğini ileri sürmektedir. Habermas’ın post-seküler toplum projesini sorunsallaştıran bu makale aynı zamanda din fenomenine yaklaşımında entelektüel bir dönüşüm yaşayan Habermas’a dair bir portre çıkartmayı hedeflemektedir. Literatür taraması yönteminin kullanılacağı bu çalışma; muğlak olduğu, ütopik veçhelerinin bulunduğu ve Avrupa-merkezci bir perspektif sunduğu gibi birtakım eleştirilerle karşılaşan “post-seküler toplum” kavramı etrafında geniş çaplı bir değerlendirme yapmayı amaçlamaktadır. Birtakım açmazları bulunmakla birlikte post-seküler toplum adlandırmasının, seküler-dini (kutsal) dikotomisini aşmak ve meseleyle ilgili daha kuşatıcı bir perspektif geliştirmek adına önemli görülmesi gerektiği sonucuna ulaşan bu makale, bilhassa ülkemiz literatüründe dine yönelik bakışı son derece ihmal edilen Habermas’ın konuyla ilgili analizlerine bir din sosyoloğu olarak daha fazla başvurulması gerektiğine dikkat çekmektedir.

Anahtar Kelime: Habermas, Post-Seküler, Din, Sekülerleşme, De-Sekülerleşme


DİNÎ KİMLİKLERİN SİBER UZAMDA AKIŞKANLAŞMASI

Öz

Dinî kimliklerin siber uzamda nasıl akışkanlaştığı, bu araştırmanın temel problemidir. Kimliğin ve dinin dijitalleşme serüvenlerinde hangi aşamalardan geçtiği ve bireylerin online kimlikleriyle offline kimliklerinin örtüşüp örtüşmediği, çalışmamızın başlıca ilgi alanlarını oluşturmaktadır. Bu çerçevede akışkanlaşma kavramı kısaca açıklandıktan sonra siber uzamın anonim ve anonim olmayan kullanıcılar dönemlerinde, kimliğin hangi etkileşimlere sahne olduğuna odaklanılacaktır. Ayrıca dinin dijitalleşme serüveni ele alınarak dijital dinin hangi temalar bağlamında çalışmalara konu edildiği incelenecek ve nihayetinde dinî kimliklerin online ve offline uzamlar üzerinden yorumlanmasının önemine vurgu yapılacaktır. Kimliğin ve dinin dijital dünyaya eklemlenişiyle ilgili süreci derli toplu şekilde serimlemesi ve bilhassa dijital dinin ilgili olduğu temaları bir disiplin içerisinde sunması bakımından önemli olan bu araştırma, dinî kimliklerin gündelik hayat ve siber uzam geçişkenliğinde inşa edildiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Literatür taraması yönteminin uygulandığı bu çalışma, bireylerin dinî kimliklerinin siber uzam öncesindeki gibi sabit kalmasının güç olduğunu ve dolayısıyla akışkan kimlik görünümlerinin dinî hayata yansımalarının izdüşümlerini takip etmenin günümüz dindarlığını anlamak açısından ehemmiyet arz ettiğini öne sürmektedir.

Anahtar Kelime: Dinî Kimlik, Siber Uzam, Dijital Kimlik, Dijital Din, Akışkanlaşma